ERZURUMDAN ESİNTİLER

Erzurum Bedduaları (Gargışları)

 


Beddua pek iyi bir şey olmasa da Erzurum halkının ağzından pek düştüğü söylenmez.Erzurum şivesiyle halk dilinde söylenen bazı sözler:


toprah başan ola,

gebresen. 

başan gara gele. 

yanın gara duta.

baba 

vuracağın suratına davun çıka

seni top hışmına gelesen

vurucun dalından vura.

ağzın dat görmiye.

seni bemirat tahtasına uzanasan

oğul gidişin ola gelişin olmaya.

seni garagan kusasan,

derde belaya gelesen 

issi yata soğuk gahasan.

babanın beşi,

zukkumun köki. 

garaltın gaha,

kızım er bulamıyasan,

o suratın töküle

 

 

Erzurum Bilmeceleri (meselleri)

 


Erzurum'da bilmeceye meselde denir.Uzun kış gecelerinde kadınlar ve erkekler ayrı ayrı toplanarak otururlar bu oturumlarında iklim özelliklerinden söz ederler.Köy aktualitesini ve şehirden gelen haberleri tartışırlar.Daha sonralarıhikaye anlatmak, müşteterk veya münferiden türküler söylemek, yahut yüzük oynamak, ve birbirleriinden masal sormak suretiyle eğlenerek vakitlerini geçirirler.
Erzurum'da mesel söylemek, diğer bölgelerden ayrı bir teknik içinde yapılır. Bilmece sorulduktan sonra, onu cevaplandıracaklar,sorandan sorarlar <> meseli satan yani anlatanda meselin mahiyetine göre yenilir yada içilir, diye cevap verir.Bununla arayıcılar yetinmiyorsa bur da sende bende var mı? diye sorarlar.sorucu ya sende de var bende de var gibi ve yahut,herkesin evinde vardır,yad köyde falanca kesinin evinde vardır gibi açıklayıcı bilgiler verir.çözecekler düşünürler ve bulurlarsa bulan kişiye bir şehir armağan edilir.Mesela: Bu bilmeceyi bildiğin için sana Adana'yı verdim gibi.
Yahutta, bu bilmeceleri iki grup halinmde ayrılarak birbirlerine sorarlar.Ararlarında kararlaştırdıkları üzere,çok puan kazanan tarafa, az puan alan taraf semaverle hazırlanmış çay ikram ederler.bazen bu müsabakalar yemekli olarak ta yapılır. Ayrıca, bilenlere dünyanın hazineleri, cennetin anahtarları, gibi mevhum hediyeler de verilir.
Sayısı tespit edilememiş bulunan bilmeceler, Erzurum çevresinde binlerin üstündedir. Biz bunlardan bir kısım örnekler vereceğiz.
1- Ahi geldi mahi geldi (misafir)
Bazen sorulan kişi bilmezse sorucu espri yapar. Mesela, bu esprilerden birisi şöyledir:diyemedim diyemedim, peynir ekemek yiyemedim, ben binerim gırata, sen binersin kurtlu eşeğe, ben bütün dünyayı gezerim, Kabe hurmalarını yer gelirim sen daha kurtlu eşeğin kurtlarını temizleyemezsin,
Der ve bilmecenin ne olduğunu söyler.
2- Ortadan yanar, kanadından kan damlar, canlılar oturur cansızlar oynar. (semaver, bardak, çay)
3- Sarı sarharam, düşerem diye korkaram. (ayva)
4- Ağ tarla, kara tokum. El eker, dil toplar. (kağıt, yazı)
5- Kesr sapı, kel kitabı. Beş dalı var, beş budağı. (el )
6- Demirden kuyu, gümbürder suyu. (tüfek, barut)
7- Allah yapar yapısını, demir açar kapısını (karpuz)
8- Yuvarlandı yumak oldu, geldi bize konak oldu (çadır)
9- Çarşıdan alınmaz, mendile konulmaz, tadına doyulmaz. (uyku)
10- Üstü çayır biçerem, altı göze içerem. (koyun)
11- Her eve anahtarsız girerem. (rüzgar)
12- Etten kantar altın dartar.(kulak)
13- Çarşıdan aldım bir tane eve geldim bin tane (nar)
14- Yüzü, gözü karışık, beylerle çok barışık (kaymak)
15- Nefesi var canı yok, derisi var kanı yok. (körük)
16- İki merekı bir direk. (burun)
17- Ateşi yakar pekmezi akar. (çıra)
18- İri gözler, ufak gözler, yari gizler, beni gözler. (tırhıç)
19- Uzun uzun urganlar ucunda demir hanlar. (yol ve köy)
20- Çıngıllı hamam, kurnası tamam, bir gelin aldım, babası imam. (saat)
21- Ey melemez melemez, tandır başına gelemez, gelse de geri dönemez. (yağ)
22- Oy helinde helinde, demir kuşak belinde, gece gündüz yol gider, gine yerinde yerinde. (değirmen)

 

 

 

Müthiş plan;Erzurum kalesi fethini getirdi

 

Türkler Erzurum kalesi önüne geldiklerinde hayretle kaleye bakarlar.Daha önce hiç böylesine sağlam ve güzel yapılmış bir kale görmemişlerdir.Ama ne olursa olsun bu kaleyi fethetmek ve türk bayrağını dalgalandırmak gerektiğini söylerler.

Derken kaleyi dört bir taraftan kuşatırlar ve bu kuşatma sonucu üç,dört hafta savaşırlar.Sonra bir akşam karanlığında bizans tekfuruna(vali)elçi gönderip biz savaştan vaz geçtik geri döneceğiz fakat siz elinizde olan bizim esirlerimizi bize iade edin bizde size bizde olan esirlerinizi verelim.Bunu duyan kalede sıkışmış olan bizanslılar buna çok sevinir ve esir askerlerimizin zincirlerini çözerler.

Ve Türk askerleri 40 yiğit seçerek bunları esir kılığında kale kapısına gönderir.Bizanslıların Türkaskerlerini bırakmak için kale kapısını açtıkları anda bizim Türk cengaverler sakladıkları kılıçlarını çekerek kale kapısındaki muhafızları etkisiz hale getirirlerken pusuda bekleyen diğer cengaverlerinde içeri girmesi ile bir kaç saat içerisinde kalenin en yüksek tepesine Türk bayrağını dikmişledir.

 
BİLGİLER
 
GOOGLE ARAMA MOTORU
GOOGLE Sitemizde
FAYDALI SERVİSLER
 
 

 

 
TİYATRO-SİNEMA








DİZİ AKIŞI